kenzulars
  KURAN-I KERİM- 1 bölüm
 


ÖN NOT
Allah tarafından gönderilen ilahî kitapların sonuncusu olan Kur'an-ı Kerîm, son peygamber Hz. Muhammed'e indirilmiştir. Sözlükte "toplamak, okumak, bir araya getirmek" anlamına gelen Kur'an terim olarak şöyle tarif edilir: 
"Hz. Peygamber'e indirilen, mushaflarda yazılı, Peygamberimiz'den bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş, okunmasıyla ibadet edilen, insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı ilahî kelamdır". Bu tarifte bazı hususlar göze çarpmaktadır: "Peygambere indirilen" derken Hz. Muhammed kastedilmektedir. "Tevatür yoluyla nakledilmiş olan" derken, her devirde yalan üzerine birleşmelerini aklın imkansız gördüğü bir topluluk tarafından nakledildiği ve nesilden nesile böyle geçtiği için onun, Allah'a ait oluşunun kesinliği ifade edilmektedir. "Okunmasıyla ibadet edilen" derken de, okumanın ibadet olduğuna, namaz ibadetinde vahyedilen metnin okunması gerektiğine ve Kur’an tercümelerinin namazda okunmasının caiz ve geçerli olmadığına işaret edilmektedir. 
Kur'an'ın Nüzulü 
Kur'an-ı Kerîm, Allah Teala'dan Hz. Peygamber'e Cebrail aracılığıyla ve vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenebilmesi, kısa zamanda etrafa yayılması, manasının kolaylıkla anlaşılması, zihinlerde ve akıllarda derece derece bir gelişme ve alıştırma sağlaması, inançların ve değer yargılarının yavaş yavaş güçlenip kökleşmesi vb. sebeplerle, o bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık 25 senede, bölümler halinde indirilmiştir. Yüce Allah Kur'an'ın bir defada toptan indirilmeyişinin sebebini şöyle açıklamaktadır: 
"İnkar edenler: Kur'an ona bir defada topluca indirilmeli değil miydi? dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık ve onu tane tane okuduk" (el-Furkan 25/32) 
Ayetler doğrudan doğruya indiği gibi, çoğunlukla meydana gelen bir olayın hemen sonrasında olayı çözümlemek ve sorulan soruları cevaplamak için inerdi ki, ayetin inmesine sebep olan olay veya soruya "sebeb-i nüzul" (iniş sebebi) denilir. 
Kur'an-ı Kerîm kendisinin, bir ayette ramazan ayında, bir başka ayette mübarek bir gecede, bir diğerinde de Kadir gecesinde inmeye başladığını haber vermektedir (bk. el-Bakara 2/185; ed-Duhan 44/1-3; el-Kadr 97/1). Kadir gecesinin ramazan ayında mübarek bir gece olduğu göz önünde tutulursa, ayetler arasında bit çelişkinin de bulunmadığı anlaşılacaktır.













 ALAK SURESİ

1,2.  Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı “alak” dan yarattı. 3  Oku! Senin Rabbin en cömert olandır.   4,5. O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.6,7. Hayır, insan kendini yeterli gördüğü için mutlaka azgınlık eder. 8.Şüphesiz dönüş ancak Rabbinedir.  9,10. Sen, namaz kıldığında kulu (bundan) engelleyeni gördün mü?  11,12. Ne dersin, ya o (engellenen kul) hidâyet üzere ise; ya da takvayı (Allah’a karşı    gelmekten sakınmayı) emrediyorsa!? 13. Ne dersin engelleyen, Peygamberi yalanlamış ve yüz çevirmişse!?  14. O Allah’ın, her şeyi gördüğünü bilmiyor mu?  15,16. Hayır! Andolsun, eğer vazgeçmezse, muhakkak onu perçeminden; o yalancı, günahkâr perçeminden yakalarız.  17. Haydi, taraftarlarını çağırsın. 18. Biz de zebânileri çağıracağız.  19. Hayır! Sakın sen ona uyma; secde et ve Rabbine yaklaş.

 KALEM SURESİ

1,2. Nûn.1 (Ey Muhammed) Andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ki, sen Rabbinin nimeti sayesinde, bir deli değilsin. 3. Şüphesiz sana tükenmez bir mükâfat vardır. 4. Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin. 5,6. Hanginizin deli olduğunu yakında sen de göreceksin, onlar da görecekler.  7. Şüphesiz senin Rabbin, kendi yolundan sapan kişiyi daha iyi bilir. O, hidayete erenleri de daha iyi bilir. 8. O halde yalanlayanlara boyun eğme. 9. İstediler ki, yumuşak davranasın, böylece onlar da yumuşak davransınlar.  10,11,12,13,14. Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme. 15. Âyetlerimiz kendisine okunduğu zaman, “Öncekilerin masalları!” der. 16. Yakında biz onun burnunu damgalayacağız.  17. Şüphesiz biz, vaktiyle “bahçe sahipleri”ne belâ verdiğimiz gibi, onlara (Mekkeli inkarcılara) da belâ verdik. Hani o bahçe sahipleri, sabah erkenden (fakirler gelmeden) bahçenin ürünlerini devşirmeye yemin etmişlerdi.  18. (Bunu tasarlarken) istisna da yapmıyorlardı. (“İnşaallah” demiyorlardı.)  19. Nihayet onlar uykuda iken Rabbinden bir afet (ateş) bahçeyi sardı.  20. Böylece bahçe, (anızı) yakılmış toprağa döndü. 21.22,. Derken, sabahleyin birbirlerine, “Haydi, eğer ürününüzü devşirecekseniz erkenden gidin” diye seslendiler.  23,24. Bunun üzerine, “Sakın, bugün orada hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın” diye fısıldaşarak yola koyuldular.  25. (Yoksullara yardım etmeğe) güçleri yettiği halde (böyle söyleyerek) erkenden yola çıktılar.  26. Fakat bahçeyi o halde gördüklerinde, “Biz mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız!” dediler.  27. (Gerçeği anlayınca da), “Hayır, meğer biz mahrum bırakılmışız!” dediler.  28. Onların en akl-ı selim sahibi olanı, “Ben size ‘Rabbinizi tespih etseydiniz ya! dememiş miydim?” dedi.  29. Onlar, “Rabbimizi tesbih ederiz (yüceltiriz). Şüphesiz biz zalim kimseler imişiz” dediler.  30. Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar. 31. Şöyle dediler: “Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz!” 32. “Umulur ki, Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Çünkü biz artık Rabbimizi arzulayanlarız.” 33. İşte böyledir azap! Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür; ah bir bilselerdi! 34. Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için Rableri katında Naîm cennetleri vardır. 35. Biz müslümanları suçlular gibi kılar mıyız? 36. Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz? 37. Yoksa size ait bir kitabınız var da (bu batıl hükümleri) ondan mı okuyorsunuz? 38. Onda, “Seçip beğendiğiniz her şey mutlaka sizindir” (diye mi yazılı?) 39. Yahut bizden, her ne hükmederseniz mutlaka öyle olacağına dair Kıyamete kadar sürecek kesin sözler mi aldınız?

 40. Sor onlara: “Onların hangisi bu (iddianın doğruluğu)na kefildir?” 41. Yoksa onların ortakları mı var? Doğru söyleyenler iseler, haydi getirsinler ortaklarını!  42,43. Baldırların açılacağı (işlerin zorlaşacağı) ve kâfirlerin secdeye çağrılıp da gözleri düşmüş ve kendilerini zillet kaplamış bir halde buna güç yetiremeyecekleri günü (Kıyamet gününü) düşün. Halbuki onlar sağlıklarında secde etmeye çağrılıyorlar(ve buna yanaşmıyorlar)dı. 44. (Ey Muhammed!) Bu sözü (Kur’an’ı) yalanlayanlarla beni başbaşa bırak. Biz onları bilemeyecekleri biçimde adım adım helaka yaklaştıracağız.   45. Onlara mühlet veriyorum. Şüphesiz benim tuzağım sağlamdır.  46. Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da onlar bu yüzden ağır bir borç yükü altına mı girmişlerdir? 47. Yahut gayb (levh-i mahfuz) kendi yanlarında da onlar mı (bundan aktarıp) yazıyorlar?   48. Sen, Rabbinin hükmüne sabret. Balık sahibi (Yûnus) gibi olma. Hani o, (balığın karnında) kederli bir halde Rabbine yakarmıştı.

 49. Şayet Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı, o mutlaka kınanmış bir halde ıssız bir yere atılacaktı.   50. (Fakat böyle olmadı.) Rabbi onu (peygamber olarak) seçti ve salih kimselerden kıldı. 51. Şüphesiz inkar edenler Zikr’i (Kur’-an’ı) duydukları zaman neredeyse seni gözleriyle devirecekler. (Senin için,) “Hiç şüphe yok o bir delidir” diyorlar.  52. Halbuki o (Kur’an), âlemler için ancak bir öğüttür.

 MÜZZEMMİL SURESİ

1. Ey örtünüp bürünen (Peygamber)! 2,3. Kalk, birazı hariç olmak üzere geceyi; yarısını ibadetle geçir. Yahut bundan biraz eksilt. 4. Yahut buna biraz ekle. Kur’an’ı ağır ağır, tane tane oku. 5. Şüphesiz biz sana (sorumluluğu) ağır bir söz vahy edeceğiz.  6. Şüphesiz gece ibadetinin etkisi daha fazla, (bu ibadetteki) sözler (Kur’an ve dua okuyuşlar) ise daha düzgün ve açıktır. 7. Çünkü gündüzün sana uzun bir meşguliyet vardır. 8. Rabbinin adını an ve bütün benliğinle O’na yönel.  9. O, doğunun da batının da Rabbidir. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. Öyle ise onu vekil edin. 10. Onların söylediklerine sabret ve onlardan güzellikle ayrıl. 11. Nimet içinde yüzen o yalanlayıcıları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver. 12,13. Çünkü bizim yanımızda (kâfirler için) bukağılar vardır, cehennem vardır, boğazdan zor geçen yiyecekler vardır ve elem dolu bir azap vardır. 14. Yerin ve dağların sarsılacağı ve dağların akıp giden kum yığını olacağı günü (kıyameti) hatırla. 15. (Ey Mekkeliler!) Şüphesiz biz size üzerinize şahitlik edecek bir peygamber gönderdik. Nitekim, Firavun’a da bir peygamber göndermiştik. 16. Ama Firavun o peygambere isyan etti, biz de onu ağır ve çetin bir şekilde yakalayıverdik. 17. Hal böyle iken inkar ederseniz, çocukları ak saçlı ihtiyarlara çevirecek olan bir günden (kıyametten) nasıl korunursunuz? 18. O günle gök (bile) yarılır, Allah’ın vadi gerçekleşir. 19. Şüphesiz bunlar bir öğüttür. Kim dilerse Rabbine ulaştıran bir yol tutar  20. (Ey Muhammed!) Şüphesiz Rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçirdiğini biliyor. Beraberinde bulunanlardan bir topluluk da böyle yapıyor. Allah gece ve gündüzü düzenleyip takdir eder. Sizin buna (gecenin tümünde yahut çoğunda ibadete) gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi bağışladı (yükünüzü hafifletti.) Artık Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah’ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O halde, Kur’an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin.Allah’a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükafat olarak bulursunuz. Allah’tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

 MÜDDESİR SURESİ

1. Ey örtünüp bürünen (Peygamber!)  2. Kalk da uyar. 3. Rabbini yücelt. 4. Nefsini arındır.5. Şirkten uzak dur. 6. İyiliği, daha fazlasını bekleyerek (bir kazanç elde etmek için) yapma. 7. Rabbinin rızasına ermek için sabret. 8,9. Sûr’a üfürüldüğü zaman var ya; işte o gün çetin bir gündür. 10. Kâfirler için hiç kolay değildir. 11. Beni, yarattığım kişiyle başbaşa bırak. 12,13. Ona bol mal ve gözü önünde duran oğullar verdim.  14. Kendisine alabildiğine imkanlar sağladım. 15. Sonra da o hırsla daha da artırmamı umar.16. Hayır, umduğu gibi olmayacak. Çünkü o, bizim âyetlerimize karşı inatçıdır. 17. Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım 18. Çünkü o, düşündü taşındı, ölçtü biçti. 19. Kahrolası nasıl da ölçtü biçti! 20. Yine kahrolası, nasıl ölçtü biçti!  21. Sonra (Kur’an hakkında) derin derin düşündü. 22. Sonra yüzünü ekşitti, kaşlarını çattı. 23,24. Sonra arkasını döndü ve büyüklük taslayıp şöyle dedi: “Bu ancak nakledilegelen bir sihirdir.” 25. “Bu, ancak insan sözüdür.” 26. Ben onu “Sekar”a (cehenneme) sokacağım. 27. Sekar’ın ne olduğunu sen ne bileceksin?  28. Geride bir şey koymaz, bırakmaz. 29. Derileri kavurur. 30. Üzerinde on dokuz (görevli melek) vardır. 31. Biz, cehennemin görevlilerini ancak meleklerden kıldık. Onların sayısını inkar edenler için bir imtihan vesilesi yaptık ki kendilerine kitap verilenler kesin olarak bilsinler, iman edenlerin imanı artsın, kendilerine kitap verilenler ve mü’minler şüpheye düşmesin, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ile kâfirler, “Allah örnek olarak bununla neyi anlatmak istedi” desinler. İşte böyle. Allah dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlar için ancak bir uyarıdır. 32,33,34,35,36,37. Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir. 38. Herkes kazandığına karşılık bir rehindir. 39. Ancak ahiret mutluluğuna eren kimseler başka. 40,41,42. Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?” 43. Onlar şöyle derler: “Biz namaz kılanlardan değildik.”

44. “Yoksula yedirmezdik.” 45. “Bâtıla dalanlarla birlikte biz de dalardık.” 46. “Ceza gününü de yalanlıyorduk.” 47. “Nihayet ölüm bize gelip çattı.” 48. Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez. 49. Böyle iken onlara ne oluyor da, öğütten yüz çeviriyorlar? 50,51. Onlar sanki arslandan kaçan yaban eşekleridirler. 52. Hatta onlardan her bir kişi, kendisine açılmış sahifeler verilmesini istiyor. 53. Hayır, hayır! Onlar ahiretten korkmuyorlar. 54. Hayır, düşündükleri gibi değil! Şüphesiz bu (Kur’an) bir uyarıdır. 55. Artık kim dilerse ondan öğüt alır. 56. Bununla beraber, Allah dilemedikçe öğüt alamazlar. O takvaya (kendisine karşı gelmekten sakınılmaya) ehil olandır, bağışlamaya ehil olandır.

 

 FATİHA SURESİ

1. Bismillahirrahmânirrahîm  2,3,4. Hamd, Âlemlerin Rabbi  5, Rahmân 6, Rahîm     7, hesap ve ceza gününün (ahret gününün) maliki Allah’a mahsustur.  5. (Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.  6,7. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.

 
TEBBET SURESİ

1. Ebû Leheb’in elleri kurusun. Zaten kurudu.  2. Ona ne malı fayda verdi, ne de kazandığı.  3. O, bir alevli ateşe girecektir,  4,5. Boynunda bükülmüş hurma liflerinden bir ip olduğu halde sırtında odun taşıyarak karısı da (o ateşe girecektir).

 

TEKVİR SURESİ

 Bismillahirrahmânirrahîm 1. Güneş, dürüldüğü zaman,  2. Yıldızlar, bulanıp söndüğü zaman,  3. Dağlar, yürütüldüğü zaman, 4. Gebe develer salıverildiği zaman.5. Yaban hayatı yaşayan (irili ufaklı) tüm canlılar toplandığı zaman 6. Denizler kaynatıldığı zaman, 7. Ruhlar (bedenlerle) eşleştirildiği zaman. 8,9. Diri diri gömülen kız çocuğunun, hangi günahtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman, 10. Amel defterleri açıldığı zaman, 11. Gökyüzü (yerinden) sıyrılıp koparıldığı zaman, 12. Cehennem alevlendirildiği zaman 13. Cennet yaklaştırıldığı zaman, 14. Herkes önceden hazırlayıp getirdiği şeyleri bilecektir. 15,16. Andolsun, bir görünüp bir sinenlere, akıp gidip kaybolanlara, 17. Andolsun, yöneldiği zaman geceye, 18. Andolsun, aydınlandığı zaman sabaha ki,  19,20,21. O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve arşın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail’in) getirdiği sözdür . 22. (Ey Kureyşliler!) Sizin arkadaşınız (Muhammed) bir deli değildir.

 23. Andolsun o, Cebrâil’i apaçık ufukta gördü. 24. O, gayb hakkında cimri değildir.

 25. Kur’an, kovulmuş şeytanın sözü değildir. 26. (Hal böyle iken) nereye gidiyorsunuz?  27,28. O, âlemler için, içinizden dürüst olmak isteyenler için, ancak bir öğüttür. 29. Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.

 

AL’A SURESİ

1. Yüce Rabbinin adını tespih et.  2. O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır.

 3. O, (her şeyi) ölçüyle yapıp yönlendirendir.  4,5. O, yeşil bitki örtüsünü çıkaran, sonra da onları çürüyüp kararmış çörçöpe çevirendir. 6. Sana Kur’an’ı okutacağız ve sen onu unutmayacaksın.

 7. Ancak Allah’ın dilediği başka. Şüphesiz O, açık olanı da bilir, gizliyi de. 8. Biz seni en kolay olana kolayca ileteceğiz. 9. O halde, eğer öğüt fayda verirse, öğüt ver. 10. Allah’a karşı derin saygı duyarak ondan korkan öğüt alacaktır.  11,12. En büyük ateşe girecek olan en bedbaht kimse (kâfir) ise, öğüt almaktan kaçınır. 13. Sonra orada ne ölür (kurtulur), ne de (rahat bir hayat) yaşar.

 14,15. Arınan ve Rabbinin adını anıp, namaz kılan kimse mutlaka kurtuluşa erer.  16. Fakat sizler dünya hayatını tercih ediyorsunuz. 17. Oysa âhiret, daha hayırlı ve süreklidir.  18,19. Şüphesiz bu hükümler ilk sayfalarda, İbrahim ve Mûsâ’nın sayfalarında da vardır

 

LEYL SURESİ

1. (Ortalığı) bürüdüğü zaman geceye andolsun, 2. Açılıp aydınlandığı zaman gündüze andolsun,

 3. Erkeği ve dişiyi yaratana andolsun ki, 4. Şüphesiz sizin çabalarınız elbette çeşit çeşittir.

 5,6,7. Onun için kim (elinde bulunandan) verir, Allah’a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana kolayca iletiriz.  8,9,10. Fakat, kim cimrilik eder, kendini Allah’a muhtaç görmez ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) yalanlarsa biz de onu en zor olana kolayca iletiriz. 11. Cehenneme yuvarlandığı zaman, malı ona fayda vermez. 12. Şüphesiz bize düşen sadece doğru yolu göstermektir. 13. Şüphesiz ahiret de dünya da bizimdir. 14. Sizi alevler saçan ateşe karşı uyardım. 15,16. O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren en bedbaht kimse girer.

 17,18. Temizlenmek için malını hayra veren en muttekî (Allah’a karşı gelmekten en çok sakınan) kimse o ateşten uzak tutulacaktır. 19,20. O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz.(Yaptığı iyiliği) Ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar). 21. Elbette kendisi de hoşnut olacaktır.

 

FECR SURESİ

1. Tan yerinin ağarmasına andolsun, 2. On geceye andolsun, 3. Çifte ve teke andolsun,

 4. Geçip giden geceye andolsun (ki, müşrikler azaba uğrayacaklardır). 5. Şüphesiz bunlarda, akıl sahibi bir kimse için üzerine yemin edilmeye değer bir özellik vardır.

 6,7,8,9,10. (Ey Muhammed!) Rabbinin, (Hûd’un kavmi) Ad’e, şehirler içinde benzeri kurulmamış olan, sütunlarla dolu İrem’e, vadide kayaları oyan (Salih’in kavmi) Semûd’a, kazıklar sahibi Firavun’a ne yaptığını görmedin mi?  11,12. Bunlar şehirlerde azgınlık eden ve oralarda pek çok bozgunculuk çıkaran kimselerdi.  13. Bu yüzden Rabbin onların üzerine azap kamçısı yağdırdı.

 14. Şüphesiz Rabbin, gözetlemededir. 15. İnsan ise; Rabbi onu deneyip de kendisine ikramda bulunduğunda, ona bol bol nimetler verdiğinde, “Rabbim bana ikram etti” der. 16. Ama onu deneyip rızkını daraltınca da, “Rabbim beni aşağıladı” der. 17. Hayır, hayır! Yetime ikram etmiyorsunuz.

 18. Yoksulu yedirmek konusunda birbirinizi teşvik etmiyorsunuz.  19. Haram helâl demeden mirası alabildiğine yiyorsunuz. 20. Malı da pek çok seviyorsunuz.  21. Hayır, yeryüzü (kıyamet sarsıntısıyla) parça parça olup dağıldığı zaman,  22,23. Rabbinin buyruğu ve saf saf dizilmiş olarak melekler geldiği ve o gün cehennem getirildiği zaman, işte o gün insan (yaptıklarını birer birer) hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ona nasıl faydası olacak!?  24. “Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaydım” der.

 25. Artık o gün, Allah’ın edeceği azabı kimse edemez.  26. Onun vuracağı bağı kimse vuramaz.

 27. (Allah şöyle der:) “Ey huzur içinde olan nefis!” 28. “Sen O’ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön!”  29. “(İyi) kullarımın arasına gir.”  30. “Cennetime gir.”

 

DUHA SURESİ

1. Kuşluk vaktine andolsun, 2. Karanlığı çöktüğü vakit geceye andolsun ki,  3. Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı Da  4. Muhakkak ki âhiret senin için dünyadan daha hayırlıdır.

 5. Şüphesiz, Rabbin sana verecek ve sen de hoşnut olacaksın.  6. Seni yetim bulup da barındırmadı mı?  7. Seni yolunu kaybetmiş olarak bulup da yola iletmedi mi?  8. Seni ihtiyaç içinde bulup da zengin etmedi mi?  9. Öyleyse sakın yetimi ezme!  10. Sakın isteyeni azarlama!  11. Rabbinin nimetine gelince; işte onu anlat.

 

İNŞİRAH SURESİ

1. (Ey Muhammed!) Senin göğsünü açıp genişletmedik mi?  2,3. Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı?  4. Senin şânını yükseltmedik mi?  5. Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır.  6. Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır.

7. Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.  8. Ancak Rabbine yönel ve yalvar

 

ASR SURESİ

1,2. Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir.  3. Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir

 

ADİYAT SURESİ

1,2,3,4,5,6. Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.

 7. Hiç şüphesiz buna kendisi de şahittir.  8. Hiç şüphesiz o, mal sevgisi sebebiyle çok katıdır.  9,10,11. Acaba o bilmiyor mu ki, kabirlerde bulunanlar çıkarıldığı ve kalplerdeki ortaya konulduğu zaman, işte o gün onların Rabbi kendilerinin her halinden mutlaka haberdardır.

 

KEVSER SURESİ

1. Şüphesiz biz sana Kevseri verdik.  2. O Halde, Rabbin için namaz kıl, kurban kes.

 3. Doğrusu sana buğzeden, soyu kesik olanın ta kendisidir

 

TEKASÜR SURESİ

1,2. Çoklukla övünmek sizi, kabirlere varıncaya (ölünceye) kadar oyaladı. 3. Hayır; ileride bileceksiniz!  4. Hayır, Hayır! İleride bileceksiniz! 5. Hayır, kesin olarak bir bilseniz...  6. Andolsun, o cehennemi muhakkak göreceksiniz.  7. Yine andolsun, onu gözünüzle kesin olarak göreceksiniz

 8. Sonra o gün, nimetlerden mutlaka hesaba çekileceksiniz?

 

MAUN SURESİ

1. Gördün mü, o hesap ve ceza gününü yalanlayanı!  2,3. İşte o, yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir.  4. Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,  5. Onlar namazlarını ciddiye almazlar.  6. Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar. 7. Ufacık bir yardıma bile engel olurlar.




 
  Bugün 7 ziyaretçi (10 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol